B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE
Ulusal Deprem İzleme Merkezi
21 ŞUBAT 2007 SİVRİCE-ELAZIĞ DEPREMİ
21 Şubat 2007 ’de yerel saat ile 13:05’de aletsel büyüklüğü Ml= 5.9 olan bir deprem meydana gelmiştir. Deprem Başta Elazığ olmak üzere Malatya, Hatay, Siirt, Diyarbakır, Adıyaman ve Kahramanmaraş’ta hissedilmiştir. Depremin dış merkezi, Türkiye’nin aktif bölgelerinden birisi olan Doğu Anadolu Fay Zonu içerisinde kalan Sivrice-Elazığ bölgesidir. Sivrice bölgesi, Doğu Anadolu Fay Zonu içerisinde bulunmaktadır. Bölgede çok fazla miktarda irili ufaklı diri fay mevcut olup bunlar sık aralıklarla, bu ve benzer büyüklükte depremler üretmektedirler. Bugün meydana gelen deprem şiddetlice sıkalasında bir depremdir. Elazığ-Sivrice bölgesinde çok fazla miktarda aktif fay mevcut olup bir zon karakterini taşır. Depremlerin olduğu Sivrice Bölgesinde, son yüzyılda çok büyük bir deprem meydana gelmemiştir. Yakın tarihte olan en önemli depremler; 11 Ağustos 2004 (Ml yerel büyüklük= 5.4 ve 9 Şubat 2007 (Ml= 5.3) depremleridir.
Bölgenin son 10 yıldaki deprem etkinliği dikkate alındığında, deprem oluş düzeninin Deprem Dizileri şeklinde oluştuğunu dikkat çekmektedir. Deprem Dizileri, bir zon içerisindeki irili ufaklı diri fay parçalarının kısa zaman aralıklarında ard arda kırılması şeklinde meydana gelen deprem etkinliği olarak tanımlanmakta ve bu etkinlik, zonun özelliğine, içindeki diri fay parçalarının miktarı ve uzunluğuna bağlı olarak ortalama olarak 3-6 adet orta büyüklükteki ana depremi ve onların artçılarını içerisinde barındırmaktadır.
Deprem kaynağına yakın yerleşim birimlerinde sınırlı hasara ve can kaybına neden olabilir, bu yüzden vatandaşlarımızın özellikle hasarlı yapılara bir süre girmemeleri gerekmektedir. Artçı depremleri özellikle hasar görmüş yapılarda yıkıma neden olabilir. Bu büyüklükte bir depremden sonra artçı depremlerin olması çok doğal bir süreç olarak kabul edilmelidir. Artçı depremler zaman içersinde sıklıkları ve büyüklükleri nispeten azalarak birkaç gün, hatta haftalarca sürebilir.
Bölgenin I. Derece deprem bölgesi içerisinde olmasından dolayı yöredeki oturan vatandaşlarımızın depreme dayanıklı binalarda oturmaları veya satın alacakları konutların depreme dayanıklı olarak inşa edilmiş olması afete karşı alınacak en güvenli tedbir olacaktır. Ayrıca özellikle yerel yönetimlerin imar uygulamalarında depreme dayanıklı projeler üretilerek bu projelerin herhangi bir taviz vermeden uygulanması sağlamalıdır.